Sosyal Medya

Dünya

Halep politikası Moskova’yı zora sokar mı?

Rusya’nın Halep politikası yeni yaptırımlarla karşılaşmasına neden olur mu? Ankara Politikalar Merkezinden Orhan Gafarlı kaleme aldı.



ORHAN GAFARLI 

BirleÅŸmiÅŸ Milletler Ä°nsan Hakları Komisyonu BaÅŸkanı Zeyd Raad Al Huseyin, Rusya’nın Halep’teki askeri operasyonlarının savaÅŸ suçu olduÄŸunu ifade eden bir açıklama yaptı. Bu sırada 20-21 Ekim’deki Avrupa BirliÄŸi Liderler Zirvesi’nde, Rusya ile ilgili görüşmeler sırasında Halep’te yaÅŸanan insanlık dramı yüzünden yeni yaptırımların uygulanmasına dair müzakerelerin yapıldığı ortaya çıktı. Bunun üzerine Rus basını Halep’te yaÅŸanan insanlık dramdan dolayı Rusya’nın yeni yaptırımlar ile yüz yüze kalma ihtimali hususunda yazmaya baÅŸladı. Avrupa Konseyi BaÅŸkanı Donald Tusk, “AB liderlerinin görüşmelerde Rusya’nın AB’nin iç iÅŸlerine karışması, Ukrayna sorunu, Balkanlar, siber saldırı gibi konuları müzakere ettiklerini” söyledi. Aynı zamanda Ruslar tarafından düşürüldüğü iddia edilen Malezya sivil MH17 uçağı ve Halep konusunu da ele aldıklarını açıkladı. Bu görüşmeler sırasında ABD’nin de Halep konusu nedeniyle müttefik olduÄŸu ülkelere, yeni yaptırımların ortak müzakere ile yapılması yönündeki çaÄŸrısı dikkat çekti.

AB liderleri ve ABD’nin yaptırımlarla ilgili açıklamaları Rus ekonomisi için tehdit verici sinyaller olarak algılanmaktadır. Ã‡Ã¼nkü yaptırımların kalkması beklenirken üstüne yenilerinin eklenmesi ve bu yaptırımların çapının büyümesi, Rus ekonomisine ölümcül bir darbe vurabilir. Peki, o zaman Rusya bütün bu riskleri neden göze alıyor sorusunu sormak lazım.

Rusya neden risk alıyor?

Rusya, Ekim 2015’te Suriye’de anti-terör operasyonlarına katılırken bunun birkaç stratejik nedeni vardı. Jeopolitik olarak baktığımızda, Rusya açısından SoÄŸuk SavaÅŸ dönemi Batı ile oluÅŸmuÅŸ dengeyi koruma isteÄŸine baÄŸlıydı diyebiliriz. Moskova iÅŸte tam da bu dengeyi korumak için BAAS rejiminin devamlılığını saÄŸlamak istiyordu. Bununla birlikte Ukrayna krizi sebebiyle düştüğü uluslararası ekonomik ve siyasi izolasyonu yumuÅŸatmak, Donbas’ta MH17’nin vurulması iddiası ile oluÅŸan olumsuz kamuoyu algısını deÄŸiÅŸtirmek isteÄŸi vardı. Dolayısıyla Ruslar Orta DoÄŸu’da Batı ile aralarındaki jeopolitik dengeyi korumak, uluslararası kamuoyunun Ukrayna sorunundan dolayı oluÅŸturduÄŸu baskıyı kaldırmak istiyordu.

Suriye’deki anti-terör faaliyetleri nedeniyle Batı ile iliÅŸkileri tekrar çıkmaza giren Rusya’da ciddi endiÅŸe oluÅŸtu. Moskova bu endiÅŸeleri gidermek için çıkış yolunu Ankara’da gördü.

Rusya, Suriye’de anti-terör operasyonlarını askeri faaliyetle desteklerken, ABD baÅŸta olmak üzere Batı ile uluslararası siyasi izolasyonu kırarak yeniden bir diyalog kurabildi. Kısa zamanda Suriye sorununda ABD’nin muhatap aldığı tek küresel aktör Rusya oldu. Fakat Rusya’nın 10 Nisan 2016 tarihinde Halep’te anti-terör operasyonu yapacağını duyurmasından ve eylülde buna baÅŸlamasından sonra Rusya-ABD iliÅŸkilerinde tekrar problemler ortaya çıkmaya baÅŸladı. Ayrıca Rusya için Halep’te muhaliflerin iki aya yakın bir süre boyunca karadan kuÅŸatılması ve bu kadar hava bombardımanına raÄŸmen halen ayakta kalması bir askeri baÅŸarısızlık olarak okunmaya baÅŸlandı.

Birkaç aydır Rusya’nın Halep’te süren hava operasyonları bölgede çok trajik insan manzaraları yarattı ve Rusya’ya karşı uluslararası kamuoyunun iyiden iyiye sertleÅŸmesine sebep olarak Moskova’yı hedef haline getirdi. Ã–te yandan 20 Eylül’de Rusya askeri uçaklarının insani yardım araçlarını vurması iddiası ve bu saldırıda yirmiye yakın kiÅŸinin ölümü de uluslararası kamuoyunda ciddi tepki uyandırdı. Hatta uluslararası basın daha da ileri giderek Rusya’yı Halep kentine gerçekleÅŸtirdiÄŸi hava bombardımanları ile bu kenti Ä°kinci Çeçen Savaşı (1999-2001) zamanı Grozny kentine benzer ÅŸekilde harabeye çevirmekle suçladı. Bir yandan da Rusya ile ABD arasında Halep konusunda yapılan Cenevre görüşmeleri baÅŸarısızlıkla sonuçlandı. Dolayısıyla Rusya’nın Suriye’deki anti-terör faaliyetlerinin uluslararası kamuoyunda olumsuz algılanması ve Batı ile iliÅŸkilerin tekrar çıkmaza girmesi Moskova’da ciddi endiÅŸe uyandırdı. Moskova, tam da bu endiÅŸeleri gidermek için çıkış yolunu tekrar Ankara’da görmeye baÅŸladı.

Ä°nsani dram sona erer mi?

9-11 Ekim 2016 tarihlerinde Ä°stanbul’da gerçekleÅŸtirilen Enerji Kongresi sırasındaki Türk-Rus zirvesinde ErdoÄŸan ve Putin’in Halep’te yaÅŸanan insani dramı durdurmak için müzakerede bulundukları açıklandı. BilindiÄŸi kadarıyla Türkiye ve Rusya arasında insani yardımların Halep’e giden Kastillo yolu üzerinden gönderilmesi konusunda müzakereler oldu. 18 Ekim’de Türkiye CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan’ın “Putin ile Halep’in El Nusra’dan arındırılması konusunda anlaÅŸtık” açıklaması bu baÄŸlamda dikkat çekici oldu. Aynı gün Rusya Savunma Bakanı Sergey Åžaygu’nun Halep’e insani yardımın ulaÅŸtırılması için hava bombardımanlarının durdurulduÄŸunu açıklaması ve bu sürenin 22 Ekim’e kadar devam etmesi de dikkat çekici bir geliÅŸme oldu. Bütün bu geliÅŸmeleri Rusya ve Türkiye arasında Suriye konusunda yapılan diplomatik görüşmelerin ikinci baÅŸarısı olarak okumak gerekiyor. Zira daha önce 9 AÄŸustos’taki Rusya-Türkiye liderlerinin St. Petersburg zirvesi sonrasında Cerablus bölgesinde Fırat Kalkanı Operasyonu’nun baÅŸlatılabilmesi de diyalog sonucu ortaya çıkmış kayda deÄŸer bir diplomatik bir baÅŸarıydı. 

Türk-Rus iÅŸbirliÄŸi Halep’te yaÅŸanan insani dramı sona erdirebilir mi sorusuna cevap bulmak zor denebilir. Zira Suriye’de Rusya ve Türkiye dışında baÅŸka küresel ve bölgesel aktörlerin çıkarları da söz konusudur. Ancak Türkiye ve Rusya ortak diplomatik çaba ile iÅŸbirliÄŸi yaparak diÄŸer çıkarları olan güçlerle kendi aralarında bir uyum saÄŸlanmasına gayret edebilirler. Son Lozan görüşmelerini de Rusya’nın Suriye’de bölgesel ve küresel aktörler arasında bir dengenin bulunması açısından desteklediÄŸi olgusunu bu baÄŸlamda okumak doÄŸru olacaktır. 

Dolasıyla Rusya ve Türkiye için Lozan görüşmesine katılan bölgesel ve küresel aktörler arasında dengeli diplomasinin sürdürülmesi ve ortak noktaların bulunması çok önemlidir. Rusya’nın DAEÅž’e karşı Musul operasyonuna sessiz kalması ve karışmama diplomasisi izlemesi de Lozan’da elde edilen hassas noktayı bozmamak içindir. Ama anlaşılan o ki bölgesel ve küresel aktörler arasında Rus-Türk iliÅŸkilerinin bu ÅŸekilde geliÅŸmesinden rahatsız olan ve bölgede tansiyonun yükselmesini gözeten odaklar mevcuttur. Musul operasyonu sırasında Türkiye’ye karşı uygulanan politikaların bu baÄŸlamda okunması faydalı olacaktır.

Provokasyon ihtimali

Sonuç olarak söylemek gerekiyor ki; Suriye’de gerçekleÅŸtirdiÄŸi hava operasyonları, Halep’te sebep olduÄŸu insanlık dramı ve Kremlin dış politikalarının amacından kayması artık Rusya için sorun olmaktadır. Ã‡Ã¼nkü Rusya kendi kamuoyuna askeri operasyonların maliyetini ve bu operasyonların Batı’nın yaptırımları yüzünden ekonominin hassas olduÄŸu bir döneme denk gelmesini izah etmekte zorlanıyor. Ayrıca Halep’te yaÅŸananlardan dolayı Batı’nın ekonomik ve siyasi yaptırımları geniÅŸletmesi Rusya’da iktidar için ölümcül olabilir.

 Anlaşılan o ki; bölgesel ve küresel aktörler arasında Türkiye-Rusya iliÅŸkilerinin geliÅŸmesinden rahatsız olan ve bölgedeki tansiyonun yükselmesini gözeten odaklar var. 

Türkiye ve Rusya’nın güven iliÅŸkilerinin yeniden inÅŸa edilmesi hususunda ciddi yol aldıkları yönünde mesajların gelmesi; Halep’te yaÅŸanan dramın önünün kesilmesine, Suriye’nin toprak bütünlüğünün saÄŸlanmasına ve en önemlisi iki ülke arasında bölgesel iÅŸbirliÄŸinin geliÅŸmesine yardımcı olacaktır. Bu durumda iki ülkenin Orta DoÄŸu’da rol oynayan diÄŸer aktörlerden gelebilecek provokasyonlara hazırlıklı olması ve Suriye konusunda iÅŸbirliÄŸini daha geniÅŸ biz zeminde yürütmesi gerekecektir.

kaynak: KARAR

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.